Günümüz şartlarında etkin ekonomik sisteme bakıldığında liberal ekonomi modeli ile karşılaşılır. Liberal ekonomi serbest rekabete dayalıdır. Haliyle rekabetin kötüye kullanımının önüne geçilmesi ekonomik kişiliklerin korunması açısından bir zorunluluktur. Dürüstlük kuralları çerçevesinde yapılmayan bir yarış ekonomik kişiliklerin zarar görmesine neden olur. Kuralları belirli olan ve kanuni düzenlemelerle korunan bu yarışın adı rekabettir.
Haksız rekabetin önlenmesi hususu bütün ülkeler açısından önem teşkil etmektedir. Bu zaruret gereği ülkemizde haksız rekabetin önlenmesi açısından kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Türkiye Paris Sözleşmesi’ne katılmıştır. Sözleşmeye göre taraflar devletlerin haksız rekabetin önlenmesi amacıyla kanuni koruma oluşturma yükümlülüğü bulunmaktadır.
Türk mevzuatında haksız rekabete ilişkin düzenlemeler hem BK’da hem de TTK’da yer almaktadır. Borçlar kanunu 57. Maddesinde haksız rekabet nedeniyle zarar gören kişilere dava hakkı tanımıştır.
TTK KAPSAMINDA HAKSIZ REKABET
TTK’nın 54 ila 63 üncü maddeleri haksız rekabeti düzenlemiştir. Kanunun 54. Maddesi haksız rekabeti, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar” şeklinde tanımlamıştır.
Haksız rekabetin varlığı için kusur şart değildir. Fakat kusur haksız rekabet nedeniyle açılacak davanın türünü belirlenmesi sırasında göz önünde bulundurulur.
HAKSIZ REKABET HALLERİ NELERDİR?
TTK’nın 55. Maddesi haksız rekabet oluşturan halleri saymıştır. Maddede yer verilen durumlar uygulamada sıklıkla karşılaşılan durumlar olduğundan, bu haller haksız rekabete örnek teşkil etmek maksadıyla sayılmıştır. Kanun haksız rekabet hallerini sınırlamış değildir. Kanunda sayılmamış olup da haksız rekabet oluşturan durumlar mevcuttur. 55. Madde’de sayılan hallerde haksız rekabetin var olduğu başkaca bir inceleme yapılmaksızın kabul edilir. Kanunda sayılmamış bir haksız rekabet durumu ile karşılaşıldığında rekabetin haksızlığını 54. Madde çerçevesinde incelenmek suretiyle belirlenir.
TTK’nın 55. Maddesinde sayılan başlıca haksız rekabet halleri kategorilere ayrılmıştır.
İlgili maddeye göre;
A- Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,
2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,
3. Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak,
4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,
5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,
6. Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının, aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,
7. Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmak,
8. Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,
9. Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak,
10. Taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmemek,
11. Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak,
12. İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi, müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak.
2 numaralı hal ile aldatıcı reklamlar kastedilmiştir. Reklamdaki bilginin doğru olmasına değil tüketicide doğurduğu izlenime bakılır. Şayet bir reklam gerçeğe uygun bilgiler içermekle tüketiciyi yanlış yönlendiriyorsa haksız rekabet durumu gündeme gelir. Reklamın aldatıcılığı ile abartılı reklam birbirinden farklı durumlardır. Abartılı ifadeler her zaman aldatıcılık sonucu doğurmaz. Böylesi durumlarda abartının tüketici üzerindeki etkisine bakılarak karar verilir. İzinsiz TSE markası kullanılması aldatıcı niteliktedir. 5 numaralı hal karşılaştırmalı reklamlar bakımından uygulanır. Karşılaştırmalar aynı nitelikli mal veya hizmetler bakımından yapılmalıdır. Yapılan karşılaştırma dürüstlük kurallarına uygun olmalıdır. Yapılan karşılaştırma karşı tarafa zarar vermemelidir. Üreticilerin rakip firmanın ürünü ile karşılaştırma yaparken ürünün en az onlarınki kadar iyi olduğu yönünde reklam yapması haksız rekabet sayılır. Çünkü reklam yapan hiçbir emek göstermeden rakip firmadan yararlanmış kabul edilir.6 numaralı hal ile kastedilen tedarik fiyatlarının altında satışa sunulan hizmetlerin reklamlarda vurgulanması halidir. Dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eden 7. Halde ise müşterilere alacakları ürün ya da hizmetin yanında hediye vaadi bulunur.
10,11 ve 12 numaralı haller tüketicinin korunmasıyla alakalıdır. Maddede sayılan bentlerle tüketicinin yanlış yönlendirilerek aldatılmasının önüne geçmek amaçlanmıştır.
B- Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;
1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,
2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, hak etmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak,
3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,
4. Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için, taksitle satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek.
C- Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma
1. Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,
2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.
D- Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Bu bent ile sır deyimi kullanılmıştır.
Sır ile hem hiç bilinmeyen bilgiler hem de ancak uzun ve masraflı bir çalışma sonucu elde edilebilecek bilgiler kastedilmiştir. Know-how değerlendirmesi de bu bent kapsamındadır.
E- İş şartlarına uymamak;
özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur. İzne tabi kursların izinsiz açılması, indirim dönemleri dışında indirim yapılması gibi haller e bendi kapsamında değerlendirilir.
F- Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.
1. Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya
2. Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Yukarıda sayılan haller haksız rekabet oluşturur.
HAKSIZ REKABET DAVALARI
TTK’nun 56. Maddesi haksız rekabet nedeniyle açılabilecek hukuk davalarını;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespiti
b) Haksız rekabetin men’i
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazmini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesi,Şeklinde sıralamıştır. Bunların yanında haksız rekabete uğrayan tarafın ihitiyati tedbir talep etme hakkı bulunmaktadır.
1- Tespit Davası
Tespit davasında davalının davranışı incelenir. Bu davranışın haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı hususu karara bağlanır.
2- Men Davası
Devam eden ya da tekrar etme ihtimali bulunan haksız rekabetin durdurulmasını sağlar.
3- Haksız Rekabetin Sonucu Olan Maddi Durumun Ortadan Kaldırılması Davası
Bu dava ile haksız rekabet sonucu elde edilen maddi durum ortadan kaldırılır. Bunun yanında dava ile düzeltme de talep edilebilir. Şayet haksız rekabet yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzelttirilmesi talep edilir. Yine bu dava ile son çare olmak kaydıyla haksız rekabete konu malların ve bunların üretiminde kullanılan araçların imhası istenebilir. İmha işlemi ancak tecavüzün başka türlü önlenememesi halinde uygulanır.
4- Tazminat Davası
Yukarıda saymış olduğumuz davaların açılabilmesi için failin kusurlu olması gerekmez. Fakat haksız harekette bulunandan tazminat talep edilebilmesinin ön koşulunu kusur oluşturur.
Tazminat davasında genel kural zararın davacı tarafından ispatlanmasıdır. Fakat haksız rekabet davalarında zararın ispatı oldukça güçtür. Bu nedenle TTK’nın 56. Maddesinde davacının haksız rekabet sonucunda elde etmesi mümkün görülen zararları isteyebilmesinin önü açılmıştır.
Maddi tazminatın yanı sıra koşulların varlığı halinde manevi tazminatta talep edilebilir.
HAKSIZ REKABET DAVALARINDA DAVACI SIFATI
Kural olarak dava açma hakkı zarar gören veya zarar görme ihtimali bulunan kimseye aittir. Bunun yanı sıra TTK’nın 56/2. Maddesine göre ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşterilere de dava açma hakkı tanınmış fakat bu kişilerin araçların ve malların imhasını isteyecekleri düzenlenmiştir.
Kanunun 56/3. Maddesi’nin “Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar da birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davaları açabilirler.” İfadeleriyle bazı kurum ve kuruluşlara da a, b ve c bendinde sayılan davaları açma hakkı tanınmıştır.
HAKSIZ REKABET DAVASI KİMLERE KARŞI AÇILABİLİR?
Yine davalı sıfatı da genel kural olarak haksız hareketi yapana aittir. Bunun yanında haksız rekabet çalışanlar tarafından işlenirse bu kişilere karşı da a, b, c bentlerindeki davalar açılabilir.
TTK’nın 58. Maddesi ise “Haksız rekabet, her türlü basın, yayın, iletişim ve bilişim işletmeleriyle, ileride gerçekleşecek teknik gelişmeler sonucunda faaliyete geçecek kuruluşlar aracılığıyla işlenmişse, 56'ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davalar, ancak, basında yayımlanan şeyin, programın; ekranda, bilişim aracında veya benzeri ortamlarda görüntülenenin; ses olarak yayımlananın veya herhangi bir şekilde iletilenin sahipleri ile ilan veren kişiler aleyhine açılabilir.” Şeklindedir.
HAKSIZ REKABET ZAMANAŞIMI
Haksız rekabet davaları davaya hakkı olan tarafın bu hakkının doğumunu öğrendiği günden itibaren 1 ve her halde 3 yıl içinde açılmalıdır. Haksız rekabet fiili aynı zamanda Türk Ceza Kanunu gereğince daha uzun dava zamanaşımı süresine tabi olan cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde ise, bu süre hukuk davaları için de geçerli olur.
HAKSIZ REKABET SUÇLARI
TTK’nın 62. Maddesine göre;
a) 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler,
b) Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
c) Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
d) Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler,
fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 56'ncı madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.
Tüzel kişiler bakımından tüzel kişilere has güvenlik tedbirleri uygulanır.
Suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabidir.