UZLAŞTIRMA NEDİR?

UZLAŞTIRMA NEDİR?

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve devamı maddelerinde uzlaştırma kurumuna ait düzenlemelere yer verilmiştir. Madde başlığı uzlaşma iken 24.11.2016 tarihinde yapılan değişiklikle uzlaştırma olarak değiştirilmiştir. Eski başlığın da alışkanlık olarak kullanılmaya devam ettiği görülmekle uzlaşma ile uzlaştırmanın aynı anlama geldiğini belirtmek gerekir. 

Uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir yöntemdir. Uzlaşma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur. CMK’nın 253. Maddenin gerekçesinde kuruma dair aşağıdaki ifadelere yer verilmiştir: 

Suç mağdurlarına karşı ceza adalet sisteminde onların yararlarını korumak amacını güden bir duyarlılığın gittikçe güçlenerek ortaya çıktığı görülüyor. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de bugüne kadar mağdurlara karşı gösterilen özel dikkat sadece bazı adam öldürme, terör ve örgütlü suçlarda ve cezaların ertelenmesi gibi bazı kurumlar yönünden söz konusu olabiliyordu. Oysa bugün Batı ülkelerinde özel kanunlarla suç mağdurlarına veya ailelerine devletin tazminat ödemesi bile öngörülmektedir. XXI. Yüzyıl adalet sistemi, ceza adaleti yerine getirilirken, mağdurun tatmin edilmesini de ön plâna çıkarmış bulunmaktadır: Suça karşı sadece ceza yaptırımı yeterli değildir; zararın giderilmesi ve onarım en başta gelen amaç sayılmalıdır. 

İşte böylece uzlaşmanın hedefi suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, hâkim veya Cumhuriyet savcısının ya da onların atayacakları bir uzlaştırmacının girişimleriyle çözmek hem adaleti sağlamak ve hem de mağduru tatmin etmektir. Böylece zarar giderilince fail ile mağdur arasında barış sağlanabilecektir. Gerçi uzlaşma dışındaki bir kısım yollarla da tazminatın sağlanması olanağı vardır. Ancak uzlaşma kurumunda zararın giderilmesi onarım yanında ayrıca bir moral unsurun da sağlanmasını olanaklı kılmaktadır. Uzlaşma böylece özel önleme işlevine yardım ettiği gibi genel olarak kamunun yararlarının korunmasını da sağlamaktadır. Uzlaşma ile fail işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek, suçun sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olmaktadır. Failin ceza sorumluluğu saptanıp zararın giderilmesi için gereken de yapılmış bulunacağından hem adalet yerine getirilmiş olacak, fiille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliği vurgulanacak ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet edilecek ve ayrıca devlet, yaptırım uygulamak yönünden katlanacağı birçok masraftan da kurtulmuş olacaktır. Bu çeşit uygulamalara “onarıcı adalet” denilmektedir. 

İncelememizin ilerleyen bölümlerinde ayrı başlıklar altında yer vereceğimiz üzere uzlaştırma hükümleri hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında uygulama alanı bulacaktır. Yukarıdaki açıklamalar ve hükmün gerekçesinde belirtildiği üzere Ceza Hukuku toplumsal barışı tesis etme amacı taşır. Bu amacı gerçekleştirmek uğruna kanunda cezalar belirlenmiştir. Fakat hangi davranışın suç sayılacağı ve yaptırımının ne olacağı kanun koyucunun takdirindedir. Ceza siyaseti gereğince bazı suçlar bakımından daha hafif yaptırımlar öngörülmesi amaçla uyuştuğu ölçüde hukuka uygun kabul edilmelidir. Zira ceza siyaseti de hukuk devleti ilkesine uygun yürütülmelidir. Modern ceza hukuku cezaya alternatif seçenekler belirlemeye çalışmaktadır. Özellikle basit suçlarda yargılama olmaksızın alternatif çözümlerin gündeme getirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin R18 numaralı tavsiye kararı da bu yöndedir. 

Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı’nın web sayfasının sıkça sorulan sorular bölümünde (https://alternatifcozumler.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/sikca-sorulan-sorular) uzlaştırma kurumunun faydaları hakkında aşağıdaki cevaplar yer almaktadır: 

"Uzlaştırma kurumunun mağdura faydası nedir? 

Mağdurun yaşadığı güven bunalımı ve korkuların ortadan kalkmasına, bozulan tehlike algısının düzelmesine katkı sağlar, 

Mağdura özür dilenmesini isteme veya belirlenecek edim ile maddi/manevi zararının tazminini sağlama fırsatını sunar, 

Tazminatın gerçekten ödenme şansı artar, 

Uzun süreli yargılama boyunca mahkemeye gidilmemesini sağlar,

Taraflarda adaletin yerine geldiği duygusunun tesis edilmesine katkı sunar.

Uzlaştırma kurumunun faile faydası nedir? 

Faile, suçun muhatabı üzerinde yarattığı etkiyi görmesi fırsatını sunar, 

Failin devlete karşı değil mağdura karşı şahsen sorumlu olmasını sağlar, 

Failin yeniden suç işleme ihtimali azalır, 

Taraflarda adaletin yerine geldiği duygusunun tesis edilmesine katkı sunar, 

Faile sadece cezalandırılmak yerine hatalarını telafi etme fırsatı sunar, 

Failin filinin gerekçesini açıklama ve özür dileme fırsatı olur, 

İlk kez suç işleyen kişilere (özellikle çocuk suçlarında) ceza ve sabıka kaydı almadan meselenin halli ile toplumda suçlu damgası yemeden hayatına devam etme fırsatı sunar, 

Failin infaz kurumuna girmesini engeller ve kurumda diğer suçlulardan etkilenerek tahliye sonrasında yeniden suç işleme ihtimalini önler, 

Uzlaştırma kurumunun topluma faydası nedir? 

Suçların müeyyideye tabi tutulmasındaki temel gerekçe bozulan toplum düzeninin düzeltilmesi olduğundan, suçun toplum üzerindeki etkilerinin giderilmesini sağlar, toplum barışına katkı sunar. 

Toplumun adalet tecrübesinin artmasına ve sorunların adli birimlere yansımadan toplum içerinde sulh ile çözülmesine katkı sağlar, 

Taraflar arasında sürekli olarak yinelenecek uyuşmazlığın halli ile yeni suçların ve dosyaların önü alınır, 

Uzlaştırmacıların müzakerelerde edindikleri tecrübe ve becerilerini toplum içerisinde kullanmaları ve paylaşmaları ile uzlaşı kültürünün toplumun geneline yayılmasına katkı sağlar. 

Tarafların adalet sistemine olan güvenlerinin artmasını sağlar."

Bilindiği üzere suçları ve yaptırımları tayin etmek ile yaptırımların uygulanmasını sağlamak devletin görevidir. Bireylerin kendilerine karşı işlenen suçları affetme yetkisi bulunmamaktadır. Uzlaştırma kurumu ile mağdurlara daha güçlü bir statü tanınmış aynı zamanda cezaya alternatif seçenek belirleme şansı verilmiştir. Böylece mağdurun ceza yargılamasına daha etkin katılımı sağlanmıştır. Yine mağdurun zararının giderilmesi de kendisinin lehine olacaktır. Hedeflenen başarıya ulaşılabilmesi için tarafların uygunluğu gerekmektedir. Yine kovuşturmanın mecburiliği ilkesi gereğince suç ihbarının ardından soruşturma makamlarının harekete geçmesi gerekir. Fakat kovuşturma mecburiyeti ilkesinin istisnası olarak düzenlenen uzlaştırma kurumunda taraflar arasında uzlaşmanın sağlanmasının ardından soruşturma ve kovuşturma işlemleri artık yapılamayacaktır. Bu yönüyle uzlaştırma kurumunun bir muhakeme şartı olduğunu söylemek gerekir. 

CMK’da düzenlenen uzlaştırma kurumu ile HMK’da yer alan arabuluculuk kurumları karıştırılmamalıdır.

UZLAŞTIRMADA ŞİKAYET ŞARTI VE YETERLİ ŞÜPHE

Uzlaştırma kurumu kural olarak şikâyete tabi suçlar bakımından öngörülmüştür. Fakat şikâyete tabi olmayan bazı suç tipleri bakımından da uzlaştırma hükümleri uygulanabilir. Şayet suç şikâyete tabi bir suç ise uzlaştırma hükümlerinin uygulanabilmesi için şikâyet şartının gerçekleşmiş olması gerekir. Aksi halde uzlaştırmaya başvurulamayacaktır. 

CMK’nın 253/8. Maddesinde yer alan “Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.” Şeklindeki hüküm gereğince yeterli şüphenin bulunmadığı durumlarda uzlaştırma yapılamaz. 

Cumhuriyet savcısı ancak yeterli şüphenin varlığı halinde dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderebilir. Yeterli şüphenin bulunmaması daha önceki incelemelerimizde belirttiğimiz üzere KYOK kararı verilmesini gerektirir. Dolayısıyla uygulayıcıların titiz davranması gerekecektir. Suç tipi uzlaştırma kapsamında kalıyor diye hiçbir araştırma yapmadan uzlaştırma bürosuna başvurmak son derece yanlıştır.

UZLAŞTIRMA KAPSAMINDAKİ SUÇLAR NELERDİR?

Öncelikle uzlaştırma kurumunun gündeme gelebilmesi için Türk Ceza Kanunu ve bazı özel kanunlarda açıkça düzenlenmiş bir suç tipinin varlığı aranır. Bu suçlar genellikle şikâyete tabi suçlardır. Fakat bazı suçlar bakımından şikâyet şartı aranmayacaktır. 

Türk Ceza Kanunu’nda Yer Alan Uzlaşmaya Tabi Suçlar 

  1. Kasten yaralama suçu (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88), 
  2. Taksirle yaralama suçu (TCK madde 89), 
  3. Tehdit suçu (TCK madde 106/1) 
  4. Konut dokunulmazlığının ihlali suçu (TCK madde 116) 
  5. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu (TCK madde 117/1 madde 119/1c) 
  6. Hırsızlık suçu (TCK madde 141, 144/1, 167/2) 
  7. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu (TCK madde 123/1) 
  8. Hakaret suçu (TCK madde 125/1,2,3-b,c) 
  9. Kişinin hatırasına hakaret suçu (TCK madde 130/1,2) 
  10. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (TCK madde 132/1,2,3) 
  11. Kişiler arasında konuşmaları dinleme ve kayda alma suçu (TCK madde 133) 
  12. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu (TCK madde 134/1,2) 
  13. Mala zarar verme suçu (TCK madde 151) 
  14. Hakkı olmayan yere tecavüz suçu (TCK madde 154) 
  15. Güveni kötüye kullanma suçu (TCK madde 155) 
  16. Bedelsiz senedi kullanma suçu (TCK madde 156/1) 
  17. Dolandırıcılık suçu (TCK madde 157/1, 159/1) 
  18. Kayıp veya ele geçen eşyayı tasarruf suçu (TCK madde 160/1) 
  19. Suç eşyasının alınması veya kabul edilmesi suçu (TCK madde 165) 
  20. Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu (TCK madde 209/1) 
  21. Aile hukuku yükümlülüğünün ihlali suçu (TCK madde 233/1) 
  22. Çocuğun alıkonulması suçu (TCK madde 209/1) 
  23. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçu (TCK madde 239/1,2,3) 

Özel Kanunlarda Yer Alan Uzlaşmaya Tabi Suçlar 

  1. 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun 16/1. Maddesinde yer alan suç 
  2. İcra ve İflas Kanunu’nun 331/1,2,3,4- 332/1,2-333a/1,2-334-337/a/1- 338/1- 345/a maddelerinde yer alan suçlar, 
  3. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 71 ve 72. Maddelerinde düzenlenmiş suçlar, 
  4. Türk Ticaret Kanunu’nun 62/1-a,b,c,d maddesinde yer alan haksız rekabet suçu, 
  5. Karşılıksız çek düzenleme suçu, 
  6. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 25. Maddesinde düzenlenen suç, 
  7. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30. Maddesinde yer alan suç.

ÇOCUKLAR BAKIMINDAN UZLAŞTIRMA

CMK’nın 253/1. Maddesinin c bendine göre; mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamındadır. 

Hüküm ile çocuklar bakımından bir ayrım yapılmıştır. Böylelikle yukarıdaki suçların yanında üst sınırı 3 yılı geçmeyen suçların çocuklar tarafından işlenmesi halinde uzlaştırmaya ilişkin hükümler uygulanır. Uzlaştırmaya tabi olmayan cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar gibi suç tiplerinde bu hüküm uygulanmaz. Burada önemli bir diğer husus ise şudur: 

Cezanın miktarı hesaplanırken suçun temel ya da nitelikli hali göz önünde bulundurulur. Çocuklar bakımından TCK’nın 31. Maddesindeki indirimin yapılmasının ardından ceza sınırının aşılıp aşılmadığına bakılmaz.

UZLAŞTIRMAYA TABİ OLMAYAN SUÇLAR

Kanun koyucu bazı suç tiplerinin özelliği gereği uzlaştırmaya tabi olmayacağına hükmetmiştir. Bu yaklaşımı da ceza siyaseti ile açıklamak mümkündür. Uzlaştırma kapsamında olmayan suçlar şunlardır: 

  1. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar (TCK m. 102/1, 104/1, 105/1), 
  2. Israrlı takip suçu, 
  3. Ön ödeme kapsamında kalan suçlar (TCK m. 75), 
  4. Uzlaştırma uygulanamayan bağlantılı suçlar.

UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA OLAN VE OLMAYAN İKİ SUÇUN BİRLİKTE İŞLENMESİ

CMK’nın 253/3. Maddesine göre; “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte "aynı mağdura karşı" işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” 

Hükümde açıkça belirtildiği üzere iki aynı mağdura karşı iki farklı suç işlenmişse ve biri uzlaştırma kapsamında değilse artık uzlaştırma kapsamında olan suç için dahi uzlaştırma prosedürü işletilmeyecektir. Fakat böylesi durumlarda kapsamda olmayan suç yönünden beraat kararı verilirse diğer suç için uzlaştırma işlemleri yapılmalıdır. Örnek bir Yargıtay kararı aşağıdaki gibidir: 

"Dava, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkindir. Olayda; TCK'nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun, uzlaştırma kapsamında bulunmayan aynı Kanun'un 105/1. maddesi 2. fıkrasında düzenlenen çocuğa karşı cinsel taciz suçuyla birlikte işlendiği iddia edildiğinden, CMK'nın 253/3. maddesine göre uzlaşma kapsamında bulunmadığı, ancak yapılan yargılama neticesinde sanığın cinsel taciz suçundan beraat etmesi karşısında, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun uzlaşmaya tabi hale geldiği ve CMK'nın 253. maddesinde öngörülen yönteme uygun biçimde uzlaştırma işlemi yapılarak, sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesinin gerekir." Y4CD. 2022/24077 K.

Yine Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 10/3. Maddesine göre: 

Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olduğu ve kapsama girmeyen suç hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararının verildiği hâllerde dosya, bu karara karşı itiraz süresinin geçmesi veya itirazın reddedilmesi üzerine büroya gönderilir.

UZLAŞTIRMA İLKELERİ

İradilik 

Uzlaştırma ancak tarafların rızası dahilinde yapılabilir. Taraflar anlaşma yapılana kadar her zaman uzlaşmaktan vazgeçebilirler. Bu yönüyle uzlaştırma taraf iradelerine bağlıdır. 

Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir. 

Aralarında, iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan şüpheli uzlaşmadan yararlanır. 

Gizlilik 

Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırmacı, uzlaştırma sürecinde yapılan açıklamaları, kendisine aktarılan veya diğer bir şekilde öğrendiği olguları gizli tutmakla yükümlüdür. 

Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz. Müzakerelere katılanlar bu bilgilere ilişkin olarak tanık olarak dinlenemez. 

"Uzlaştırma bürosu" uzlaştırmacıya, soruşturmanın gizliliği ilkesine uygun davranmakla yükümlü olduğunu hatırlatır. 

Aksi kararlaştırılmamışsa, taraflar, müdafi ve vekiller de birinci fıkrada belirtilen gizlilik kuralına uymakla yükümlüdür. 

Daha önce mevcut olan bir belge veya olgunun, uzlaştırma müzakereleri sırasında ileri sürülmüş olması, bunların soruşturma ve kovuşturma sürecinde ya da bir davada delil olarak kullanılmasına engel teşkil etmez. 

Tarafsızlık 

Uzlaştırmacının delil elde etmesi yasaktır. Ancak tarafların getirdiği deliller incelenebilir. Uzlaştırmacı taraflardan ve devletten bağımsızdır. 

Yönetmelik m. 6/a’da “uzlaştırmacı görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirir, tarafların ortak yararlarını gözetir, tarafların müzakerelerde yeterli ve eşit fırsatlara sahip olmasına özen gösterir” denilerek bağımsızlık ve tarafsızlığını işaret edilmektedir. 

Uzlaştırmacının Cumhuriyet savcısından talimat alması bağımlılık olarak yorumlanmalıdır.Ceza Muhakemesinde uzlaştırma yönetmeliğinin 5. Maddesi aşağıdaki gibidir: 

1) Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin özgür iradeleri ile kabul etmeleri ve karar vermeleri hâlinde gerçekleştirilir. Bu kişiler anlaşma yapılana kadar iradelerinden vazgeçebilirler. 

2) Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin temel hak ve hürriyetlerine uygun olarak, menfaatlerinin korunması esası gözetilerek yürütülür. 

3) Uzlaştırmaya katılan şüpheli, sanık, mağdur veya suçtan zarar gören ile kanunî temsilcileri müzakereler sırasında, Kanunun tanıdığı temel güvencelere sahiptir. 

4) Şüpheli, sanık, mağdur, suçtan zarar gören veya bu kişilerin kanunî temsilcileri Türkçe bilmiyorsa veya engelli ise Kanunun 202’nci maddesi hükmü uygulanır. 

5) Uzlaştırma sürecine başlanmadan önce şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören; hakları, uzlaşmanın mahiyeti ve verecekleri kararların hukukî sonuçları hakkında bilgilendirilir. 

6) Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin yaşı, olgunluğu, eğitimi, sosyal ve ekonomik durumu gibi belirgin farklılıklar, uzlaştırma sürecinde göz önüne alınır. 

7) Uzlaştırmacı görevi sebebiyle kendisine verilen bilgi ve belgelerin gizliliğini korur. Taraflardan birinin verdiği gizli bilgi ve belgeleri verenin iznini almadan veya kanunen zorunlu olmadıkça diğer tarafa açıklayamaz. Gizliliği koruma yükümlülüğü uzlaştırmacının görevi sona erdikten sonra da devam eder. 

8) Uzlaştırmacı müzakerelere başlamadan önce taraflara; uzlaştırmanın temel ilkelerini, kendisinin tarafsızlığını, uzlaştırma süreci ve sonuçlarını, uzlaştırmacı ile tarafların uzlaştırmadaki işlevlerini, gizlilik yükümlülüğünü açıklar ve onların süreci anlamalarını sağlar. 

9) Uzlaştırmacı tarafların, hüküm ve sonuçlarını bilerek ve özgür iradeleriyle uzlaşmalarını sağlayacak uygun tedbirleri alır.

SORUŞTURMA EVRESİNDE UZLAŞTIRMA

Delillerin toplanması 

  1. Soruşturmasına başlanılan ve uzlaştırma kapsamında kalan suçlara ilişkin gerekli araştırma ve soruşturma işlemleri, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. 
  2. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı Kanunun 160 ve devamı maddeleri uyarınca toplanması gereken tüm delilleri toplar. 
  3. Çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı, soruşturma sırasında gerekli gördüğünde çocuk hakkında 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını çocuk hâkiminden isteyebilir. 

Dosyanın büroya gönderilmesi ve kayıt 

  1. Yapılan soruşturma neticesinde kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma imkânının bulunmaması hâlinde soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı dosyayı büroya göndermeksizin sonuçlandırır. 
  2. Soruşturmaya konu suçun uzlaştırmaya tâbi olması ve iddianame düzenlenmesi için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı dosyayı büroya gönderir. 
  3. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olduğu ve kapsama girmeyen suç hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararının verildiği hâllerde dosya, bu karara karşı itiraz süresinin geçmesi veya itirazın reddedilmesi üzerine büroya gönderilir. 
  4. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı tarafından gönderme kararı verildikten sonra Cumhuriyet başsavcısı veya görevlendirilen Cumhuriyet başsavcı vekilinin görüldü işlemini müteakip uzlaştırma bürosu tevzi havuzuna düşen dosya, Cumhuriyet başsavcısı veya görevlendirilen Cumhuriyet başsavcı vekili tarafından uzlaştırma bürosuna tevzi edilmesi ile kendiliğinden büro kayıt numarası alır. 

Dosyanın incelenmesi ve iade kararı 

1) Uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan inceleme sonucunda; 

a) Büroya gönderme kararında kabul edilen fiilin uzlaştırma kapsamında olmadığının anlaşılması, 

b) Gönderme kararına konu olan dosya içeriğinden şüpheli hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphenin tespitine yönelik, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan deliller toplanmadan dosyanın büroya gönderildiğinin anlaşılması, hâllerinde dosya, soruşturma bürosuna geri gönderilir. 

Uzlaştırmacı görevlendirilmesi 

  • Uzlaştırma bürosuna gönderilen dosyanın uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısı tarafından incelenmesi sonucunda, gönderme kararına esas suçun uzlaştırma kapsamında kaldığının anlaşılması hâlinde uzlaştırmacı görevlendirmesi, Daire Başkanlığı tarafından belirlenen listeye göre ilgili Cumhuriyet savcısının onayıyla yapılır.
  • Ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı yargı çevresinde yeteri kadar uzlaştırmacı bulunmaması hâlinde, en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı listesinden görevlendirme yapılabilir. 
  • Dosya uzlaştırmacıya tevdi edildikten sonra taraflara bu husus telefon, SMS veya diğer elektronik araçlarla bildirilir. 
  • Uzlaştırma evrakı uzlaştırmacıya tutanakla teslim edilir ve alındı belgesi dosyasına eklenir. 
  •  Uzlaşma teklifi suçun işlendiği tarihten itibaren bir aylık süre geçmeden yapılamaz.

UZLAŞTIRMA RAPORU VE UZLAŞMA BELGESİ

Uzlaştırma raporu 

Uzlaştırmacı, uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırdığında, tarafların edimlerini ayrı ayrı, şüphe ve tereddüde yer vermeyecek ve mümkünse sıra numarası içerecek şekilde taraf sayısından bir fazla olarak hazırladığı raporu, kendisine verilen belge örneklerini ve varsa yapmış olduğu masrafları gösteren belge, gider pusulası veya rayice uygun yazılı beyanı UYAP’ta düzenlenecek tutanak ile uzlaştırma bürosuna teslim eder. 

Uzlaşmanın gerçekleşmesi hâlinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı biçimde açıklanır. Ancak uzlaştırma müzakereleri sırasında suçun işlenmesine ilişkin olarak yapılan açıklamalara raporda yer verilmez. 

Büro, soruşturma dosyasını, raporu ve varsa yazılı anlaşmayı uzlaştırma bürosundan sorumlu Cumhuriyet savcısına gecikmeksizin sunar. 

Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka ve ahlaka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına almak suretiyle onaylar, soruşturma dosyasında muhafaza eder. 

Cumhuriyet savcısı raporu veya belgeyi, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayanmaması, edimin hukuka ve ahlaka uygun olmaması nedeniyle onaylamadığı takdirde gerekçesini rapora yazar. Edimin hukuka ve ahlaka uygun olmaması nedeniyle raporu onaylamaması durumunda bu Yönetmeliğin 17’nci maddesindeki süreye uyulması koşuluyla edimin değiştirilmesini uzlaştırmacıdan isteyebilir. 

Uzlaşma Belgesi 

Uzlaştırmacı görevlendirilmeden önce veya uzlaşma teklifinin reddedilmesinden sonra, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenin aralarında uzlaşmaları hâlinde; taraflarca niteliğine uygun düştüğü ölçüde Ek-3’te yer alan Uzlaştırma Raporu Örneği'ne uygun bir uzlaşma belgesi düzenlenir. Cumhuriyet savcısı, bu belgeyi 18 inci maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen kıstaslara göre inceler ve değerlendirir.

UZLAŞTIRMA SÜRESİ

Uzlaştırmacı, uzlaştırma evrakını teslim aldıktan sonra otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Bu süre içerisinde sonuçlandıramazsa durumu açıklayan bir dilekçeyle büroya başvurması hâlinde bürodan sorumlu Cumhuriyet savcısının onayını almak koşuluyla uzlaştırma bürosu bu süreyi en çok yirmi gün daha uzatabilir. 

Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.

SORUŞTURMA EVRESİNDE UZLAŞMANIN HUKUKİ SONUÇLARI

Edimin Yerine Getirilmesi 

Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini defaten yerine getirmesi hâlinde, şüpheli hakkında uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Suça sürüklenen çocuk hakkında gerekli görüldüğünde 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanması çocuk hâkiminden istenir. 

Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi hâlinde, Kanunun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Bu hâlde, edimin yerine getirilip getirilmediğinin takibi büro tarafından yapılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. 

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmesi hâlinde, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. 

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, Kanunun 171 inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. 

Edimin Yerine Getirilmemesi 

Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi hâlinde uzlaştırma raporu veya uzlaşma belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilâm mahiyetine haiz belgelerden sayılır. 

İddianame Düzenlenmesi 

Uzlaştırma işlemleri neticesinde uzlaştırmanın sonuçsuz kalması hâlinde şüpheli hakkındaki iddianame uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenir. 

Suça sürüklenen çocuk hakkında uzlaştırma süreci sonunda iddianame düzenlenmesi hâlinde, uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısı gerekli gördüğünde, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını mahkemeden ister.

KOVUŞTURMA AŞAMASINDA UZLAŞTIRMA

Kamu davası açıldıktan sonra aşağıdaki durumların varlığı hâlinde, uzlaştırma işlemleri mahkemenin talebi doğrultusunda Kanunun 253’üncü maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma bürosunca yerine getirilir: 

a) Kovuşturma konusu suçun hukukî niteliğinin değişmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması, 

b) Soruşturma evresinde uzlaşma teklifinde bulunulması gerektiğinin ilk olarak kovuşturma evresinde anlaşılması, 

c) Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenmeksizin, iddianame yerine geçen belge ile doğrudan mahkeme önüne gelen uzlaşmaya tâbi bir suçun varlığı, 

ç) Kovuşturma evresinde kanun değişikliği nedeniyle suçun uzlaşma kapsamına girmesi. 

2) Mahkeme tarafından gönderilen dosya büroya kaydedildikten sonra büro numarası alır. 

3) Uzlaştırma konusu suç ya da suçlara ilişkin belgelerden uzlaştırma için gerekli olup da hâkim tarafından uygun görülenler büroya gönderilir. Gönderme ara kararında uzlaştırma işlemlerinin yapılacağı kişiler ile uzlaştırmaya tabi suçlar açıkça belirtilir. 

4) Büro personeli tarafından kayıt işlemleri tamamlandıktan sonra dosya bürodan sorumlu Cumhuriyet savcısına tevdi edilir. 

5) Cumhuriyet savcısı mahkemenin gönderme ara kararında uzlaştırma işleminin yapılacağı kişilerin veya uzlaştırmaya tabi suçların açıkça belirtilmemesi durumunda bu eksikliklerin giderilmesini mahkemeden talep edebilir. 

6) Cumhuriyet savcısı tarafından suçun açıkça uzlaşma kapsamında olmadığının tespit edilmesi hâlinde, mahkemeden ara kararın yeniden değerlendirilmesi istenebilir. 

7) Uzlaştırmacı görevlendirilmesi, Cumhuriyet savcısının onayıyla yapılır. 

8) Dosya uzlaştırmacıya tevdi edildikten sonra taraflara bu husus telefon, SMS veya diğer elektronik araçlarla bildirilir. (Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği)

KOVUŞTURMA EVRESİNDE UZLAŞMANIN HUKUKİ SONUÇLARI

Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini defaten yerine getirmesi hâlinde, davanın düşmesine karar verir. 

Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi hâlinde; sanık hakkında, Kanunun 231 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmesi hâlinde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilir. 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, mahkeme tarafından, Kanunun 231 inci maddesinin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın hüküm açıklanır. 

Sanığın, edimini yerine getirmemesi hâlinde uzlaştırma raporu 2004 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yazılı ilâm mahiyetini haiz belgelerden sayılır.

UZLAŞTIRMA SÜRECİNDE ZAMANAŞIMI
  • Şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek büroya verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez. 
  • Uzlaşma teklifine süresi içerisinde cevap verilmemesi ya da teklifin reddedilmesi hâlinde uzlaştırma girişimi sonuçsuz kalmış sayılır. 
  • Tarafların veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin uzlaştırma müzakerelerine katılmaktan imtina etmesi, müzakereler sırasında taraflardan birinin yazılı veya sözlü olarak uzlaşmadan vazgeçtiğini bildirmesi üzerine düzenlenen raporun büroya verildiği tarihten itibaren dava zamanaşımı ve kovuşturma koşulu olan dava süresi yeniden işlemeye başlar. (Yönetmelik madde 34)
UZLAŞMANIN SAĞLANMASI HALİNDE TAZMİNAT DAVASI AÇILABİLİR Mİ?

CMK'nın 253/19. maddesinin beşinci cümlesinde "Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;" hükmü yer almakta idi. Fakat bu hüküm Anayasa Mahkemesi'nin 26/7/2023 tarihinde E.2023/43 numaralı dosyada verdiği kararla iptal edilmiştir.Konuya ilişkin AYM genel sekreterliğinin duyurusu aşağıdaki gibidir: 

"5271 sayılı Kanun’un itiraz konusu kuralın yer aldığı 253. maddesinin (5) numaralı fıkrasında uzlaşma teklifinde bulunulması hâlinde kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukuki sonuçlarının anlatılacağı belirtilmiştir. Buna göre ilgililere uzlaşmanın gerçekleşmesi durumunda tazminat davası açamayacakları yönünde bilgi verilecektir. Dolayısıyla kişinin tazminat davası açamayacağının bilincinde olmadan uzlaşması ihtimalinin önüne geçebilecek önemli bir güvence bulunmaktadır. 

Bununla birlikte anılan maddenin (17) numaralı fıkrasında Cumhuriyet savcısının uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlemesi hâlinde uzlaştırma raporunu veya ilgili belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza edeceği belirtilmek suretiyle uzlaşmanın ilgililerin özgür iradeleriyle gerçekleşmesine, ayrıca bu kapsamdaki edimin hukuka uygunluğunun sağlanmasına yönelik bir hüküm de öngörülmüştür. 

Uzlaşma sürecinde suç nedeniyle ortaya çıkan tüm sonuçların öngörülebildiği ve gerçek zararın belirlenebildiği durumlarda uzlaşan kişinin tazminat davası açamaması anayasal bir soruna sebep olmayacaktır. Zira anılan süreçte öngörülebilen ve hesaplanabilen zararlar yönünden uzlaşılması durumunda ilke olarak uyuşmazlık ortadan kalkacaktır. Buna göre uzlaşan kişinin tazminat davası açamamasının katlanılamayacak bir külfet olmadığından söz edebilmek için soruşturma konusu suç nedeniyle uğranılan zarar, uzlaşma görüşmeleri esnasında en azından yaklaşık olarak belirlenebilmelidir. 

Suç teşkil eden fiil nedeniyle uğranılan zararın uzlaşma süreci içinde bilinmesi her durumda mümkün olmayacaktır. Özellikle maluliyet oranı gibi teknik bazı verilere ihtiyaç duyulan hâllerde uzlaşma süreci içinde zararın sağlıklı şekilde belirlenebilmesi güçleşecektir. Buna göre ilgililerin uzlaşmanın sağlanması durumunda edimi aşan ve tazminat davasına konu edilemeyecek zarara ilişkin her durumda eksiksiz ve doğru bilgiye sahip olabilecekleri söylenemez. 

Bu bağlamda uzlaşma görüşmeleri esnasında sağlıklı şekilde belirlenmesi güç olan veya öngörülmesi mümkün olmayan zararlara ilişkin açılacak davalar yönünden herhangi bir ayrım yapılmaksızın uzlaşma sağlandığında tazminat davası açılamayacağını düzenleyen kuralla ilgililere katlanamayacakları bir külfet yüklenmiştir. Sonuç olarak kuralda yargının iş yükünün azaltılması amacı ile mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlama arasında makul bir denge kurulamadığı değerlendirilmiştir. Bu itibarla kuralın orantılık alt ilkesi yönünden ölçülülük ilkesini ihlal ettiği kanaatine varılmıştır. 

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir."